Kemah ilçemizin Yemen Şehitleri

Ah Yemen Kanli Yemen


Osmanlı Devleti, on binlerce vatan evladına mezar olan Yemen meselesini halletmek için devletin egemenlik hakkı saklı kalmak kaydıyla, orada özel bir yönetim kurulması kararını almıştı. Uzun süren görüşmelerden sonra 11 Ekim 1911 tarihinde imzalanan antlaşmayla, 400 yıldır akan kan durmuş, aynı zamanda Trablusgarp ve I. Dünya Savaşları ile Kurtuluş Savaşı süresince, hep dost olan güvenilir bir müttefik kazanmıştır.

Tarihi ilçemizin hatıratlarını anlatmakla eminim ki bu sayfaları dolduramayız. Bizimkisi olsa olsa kainatta sadece bir zerre olur

Miladi takvime göre 1850 yıllarına kadar Erzincan ilimizin Kemah kazasında yaşayan insanlarımız  kendi geçimini kendileri sağlayarak, bulaşıcı hastalıklar dışında pek ‘afet’ görmemiştir. Büyüklerimiz  ’99 Harbi’ dedikleri Rumi Takvimine göre 1893 yıllarında başlayan Osmanlı Rus savaşında Sarıkamış bölgesindeki Kafkas  Dağları çevresinde çok askerini şehit vermiştir.Hatta günümüzde bu savaşta şehit verilen ve yeni ortaya çıkan o zamanın komutanı Enver paşanın kayıtlara girilmesini yasakladığı geminin askerlerimize elbise taşıyan 3 adet gemimizin batırıldığı ve 3000 askerimizin şehit olduğu yeni gün ışığına çıkmıştır.

Çalışacak gençler savaşlarda bir bir ölürken geçim zorlaşmıştır. Ardından Balkan Savaşları, Balkan Savaşları bitmeden Birinci Dünya Savaşı’nın 1914’te başlaması, Çanakkale, Kafkas, Yemen, Irak, Sina ve Filistin cepheleri, Bağdat, Medine Savaşları, Arapların askerlerimizi İngilizlerle birlik kurarak arkadan vurmaları, Allahüekber Dağları’nda çıplak ve aç kalan askerlerimizin donarak ölmeleri… Osmanlı’nın yenilerek topraklarımızın paylaşılması. Rusların öncülüğündeki Ermeni askerlerinin toplu olarak halkımızı öldürmeleri; Rus ordusunun 1916 yılında Tirebolu-Harşit Çayı sınırına dayanması, seferberlik (toplu savaş), muhacırlık günleri (zorla göç ettirilmek), açlık bulaşıcı ve öldürücü hastalıklar ve ardından tekrar köye çileli dönüş. Kurtuluş Savaşı’na katılım, Sakarya, İnönü, Afyon Yunan’ın 9 Eylül 1922’de İzmir’den denize dökülüşü, barış ve yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu… Bütün bu olaylar bütün Türk dünyasını perişan ettiği gibi, ilçemizin halkını da perişan etmiştir.



Sizlere yukarıda bahsettiğim savaşlarda binlerce, yüz binlerce vatan evladı şehit düşmüştür. İşte bu savaşlardan biriside tam 400 yıl süren YEMEN HARBİ dir.

Ey Yemen Çölü ; nasıl bir ölü uykusundasın ki bunca şehidin kanı seni yeşertemedi. Anaların, gelinlerin ve nice yetimlerin ıssız yerlerde döktükleri gözyaşları yağmur olup üzerine yağsaydı, bağrından ormanlar fışkırırdı. Hâlâ derin bir sükût içindesin; bir dile gel­sen, neler anlatırsın, neler…

Ufuklardan ufuklara esen rüzgar; nereden gelip ne­reye gittiğin bilinmez. Bazen ılık bir nefese dönüşür, kumları okşar, insanlara hayat sunarsın; bazen gazabın tutar, çığlık çığlığa bölünür, dünyayı cehenneme çevi­rir, masumlara mezar olursun. Ne boğup attıklarının, ne de yetim bıraktıklarının bir hıçkırığını bile sinende taşımazsın. Sen ne gaddarsın!

Ey göz alabildiğine uzanan Büyük Türk Mezarlığı! Nice genç evlâtları yuttun. Onların da hevesleri, arzu­ları vardı. Akşam güneşinin altında daldığın derin hül­yalarında ne korkunç çığlıklar gizli! Etleri, kemikleriyle besleyerek bağrında büyüttükleri kayın ağaçlarını dallarında gecenin sessizliği matemlerin en içlisini de dokuyor. Gün ağarırken kim bilir kaç bülbül feryatları dile getiriyor!…

Bir zamanlar elemle, endişeyle andığımız Yemen, sayısız gencimize mezar oldu. Yıllarca “Gece bir ses geldi derinden derinden/Beni mi çağırdı Yemen Çöllerinden” diyen yaşmaklı kızlarımızın yürekleri çarpardı. Cihan biliyor ki hiçbir milletin evlâtları onların şartlarında, onlar gibi savaşmadı; destanın en dokunaklısını arkalarında bırakmadı. Ne hazindir ki, şimdi o sesiz vadilerde, engin çöllerde ne mezar taşları, ne de ziyaretçiler var…

Ansiklopediler “Yemen’de ölen Türklerin sayısını tarih bilmiyor, öğrenmekten de korkuyor” derlerken, nesillerle süren dramımızı anlatıyorlar; fakat hiçbir dram, unutmak veya unutulmak kadar dramatik değildir.

Bizler tam 3 arkadaş İlçemiz hakkında tarihi bilgiler araştırırken bir  Osmanlı evrakında Yemen savaşında şehit olan Kemahlı 17 gencin kayıtlarına rastladık.

Bu haberin izinden yola çıkarak Ankara’da bulunan bir arkadaşımızdan yardım istedik. Merkezi Ankara’da bulunan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivleri Daire başkanlığından bu konuyla ilgili araştırma izni istedik.

Elimizdeki İstanbul Süleymaniye Tarih ve Kültür varlıklarını koruma derneğinin arşivinde tamamen tesadüfen bulduğumuz Yemen’deki Kemah’lılar adlı yazının sahifesinin cep telefonuyla ancak müsaade alabildiğimiz resmi ile araştırmaya başladık.

Eski Osmanlıca yazılı olan bu belgeleri araştırmamız tam 6 ay sürdü. Bizler ancak ve ancak sadece Yemen vilayetimizde şehit olan  ve kendilerinden haber alınamayan tam 17 askerimizin kayıtlarına rastladık.

Osmanlı kayıtlarında Yemen savaşı ile ilgili neredeyse bir kütüphaneyi dolduracak kadar kitap olduğunu ve bu kitapların İstanbul’da Osmanlı arşivleri daire başkanlığında  kayıtlı olduğu biliyorduk.

Osmanlı Devletine ait 150 milyonun üzerinde belge ve defter bugün İstanbulda Başbakanlık Osmanlı arşivi depolarında muhafaza edilmektedir. Bunların bir kısmının tasnifi bile henüz bitmemiş ve halen sürmektedir.

600 yılı aşkın bir süre üç kıtada ve çok geniş bir coğrafyada hüküm süren Osmanlı Devleti, hakimiyeti altında bulunan bu coğrafyadan çeşitli faktörler sebebiyle agır agır çekilmek zorunda kalınca Osmanlı idari sisteminin ürünü olan bir çok arşiv malzemesi de kaçınılmaz olarak oralarda bırakılmıştır. Bugün bu arşivlerin yok edilmekten kurtulabilen bir kısmı Osmanlı coğrafyasında ortaya çıkmış değişik ülkelerin arşiv, müze, kilise ve manastırında muhafaza edilmektedir.

Balkanlarda Bulgaristan, Bosna Hersek, Romanya, Yunanistan ve Macaristan’da ayrıca bazı Arap vilayetlerinde önemli arşivler kalmıştır.

İnanıyoruz ve biliyoruzki arşivler gün ışığına çıktığı vakit daha bir çok vatan evladının aziz hatıratları aydınlığa kavuşacaktır.

Şimdi sizlere Yemen Savaşında Şehit düşen tespit ettiğimiz 17 askerimizin künyelerini veriyorum.

 

Bu aziz vatan kahramanlarının  önünde saygı ile eğiliyorum. Onların varlığını tespit etmek ben ve arkadaşlarımı ziyadesiyle mutlu etmiştir.

Bu çalışmamda bana yardımlarını esirgemeyen değerli  Mehmet Egilmez arkadaşıma sonsuz teşekkür dileklerimi sunarım.

Bu vatanın her bir karesinde Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı cümlesinin sırrına eren insanlardan olmak ümidiyle…

Kaynaklar

Sertoğlu, Mithat; Yemen Macerası, Hayat Tarih Mecmuası, Nisan 1975, sayı 4

Sertoğlu, Mithat; Yemen Macerası, Hayat Tarih Mecmuası, Nisan 1975, sayı 4

Sırma, İhsan Süreyya; Yemen, İ.A, M.E.B., c.13, İstanbul 1961

Tanrıkut, Asaf; Yemen Notları, Güzel Sanatlar Matb., Ankara 1965

Ayışığı, Metin; Mareşal Ahmet İzzet Paşa (Askeri ve Siyasi Hayatı), T.T.K Basımevi, Ankara 1997

Bayur, Yusuf Hikmet; Türk İnkılabı Tarihi,T.T.K Basımevi, Ankara 1951

Danişment, İsmail Hami; İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi,Türkiye Yayınevi, İstanbul 1961

Ehiloğlu, Zeki; Yemen’de Türkler, Kardeş Matb., İzmir 1952

Erden, Ali Fuad; İsmet İnönüBurhaneddin Erenler Matb., İstanbul 1952

438 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530) II.: Bolu, Kastamonu, Kengırı Ve Koca-ili Livâları: Dizin ve tıpkıbasım.-Ankara 1994.-XIII, 171, 200 s.- (T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı; yayın nu. 20. Defter-i Hâkânî dizisi; I)

Musul-Kerkük İle İlgili Arşiv Belgeleri (1525-1919).-Ankara 1993.-XXXVI, 734 s. – (T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı; yayın nu. 11)

Haber: Recep Babacan

instagram facebook twitter

Haberdar Olun